18 Ağustos 2009 Salı

Büyük Kemikli 15 Ağustos 09

sadece gezi fotoğraflarına bakmak isteyenler için link:
http://picasaweb.google.com/leylegihavadagorunce/BuyukKemikliGelibolu#
keşfedilmemiş yerler bizim arayışımız.şezlong,şemsiye lüksü sunan metrekareye 3 kişinin düştüğü yerlerden uzaklaşmak amacımız.

bir kafeye gitsek arka masada biri 'yahu geçenlerde falanca yere gittik kimsecikler yoktu' dese biz hemen konuya kulak kabartıp,ip uçlarını google abimizde birleştirip hemen tarih belirleriz.işte bizim olayımızda budur.

büyük kemikli yörede tatillerini geçiren ailemizin keşfettiği bir yer.tam sizlik lafını duyunca arkadaşlarımızla beraber uzunda olsa günübirlik gitmeye karar verdik.

2009'un belkide en son deniz etkinliğini yapacağız.sabah 06:00 gibi istanbuldan çıktık yola.Büyükkemikli Çanakkale/Gelibolu Kilitbayır civarında.kilitbayır yolunuda geçtikten sonra milli park yazılı tabeladan içeri giriliyor.bir sürü koyları dolaşa dolaşa gidiyorsunuz.anzak koyu'nu ve bir çok şehitlik tabelasını göreceksiniz.son 10km.lik yolu kötü,çukurlarla dolu.

solunuzda giremek için sabırsızlandığınız deniz,sağ tarafınızda orman,bagajınızda mangalınız,çayınız siz ise araba içinde 5,5 saat yolculuğun verdiği sıkıntıyla sabırsızlanıyorsunuz.ama her şeye değiyor.sözüme itimat edin ki eğer yolu çok sıkıntı yapmazsanız harika,bakir bir koy sizi bekliyor.

şimdi ne yönden bakir ona gelelim.bakir hiç bir tesis yok,otopark yok.bakir değil yöre halkı ve bizim gibi keşfedenler günün ilerleyen saatlerinde geliyor.rahatsız eden yoğun insan kalabalığından uzaksınız.

bir de etrafı kirletmeseler ahh kirletmeseler.bizim milletimiz gerçekten bunu öğrenemeyecek.buna inanıyorum.daha önce kimsenin keşfetmediği yerleri keşfedip batırmaya ne kadar da meraklı bir milletiz.

deniz cam gibi.temiz,çok soğuk değil.derinleşmesi için uzun süre yürümeniz gerekiyor.çocuğu olanlar için ideal.wc yok,duş yok.

biz 10:30 gibi geldiğimizde bir aile vardı.akşam 20:30'a kadar kaldık.herkes geldi,herkes gitti.olta ve zıpkın ile balık tuttuk,yemek yedik,yüzdük,yemek yedik,güneşin batışını seyrettik,yemek yedik,toparlandık,yemek yedik.besi turizm orada da faaliyetdeydi.güneş batışında türlü maymunluklar yapıp neşemize neşe kattık.

eksikliklerimizi keşfettik.bize çadır şart.buradan,gençliğinde kolay kurulur çadır almış ama şimdi evin bir köşesinde bekleten arkadaşlara duyurulur.kolay kurulması çok önemli bir kez daha vurgulayayım.

burada çadır olsa gece damarında akan kanın sesini bile dinleyebilecek kadar huzura erersiniz eminim.

biz toparlanmaya başladığımızda motorsikletleriyle iki abi geldi ve bizim bu hayellerimizi gerçekleştirdiler.

bu hayalimizi de 2010 yılı yazında kesinlikle yapacağız koyduk kafaya.



bir günlük Büyük Kemikli gezimizi hava kararında bitirdik ve istanbul yoluna dönüşe geçtik.gidiş geliş toplam yaklaşık 750 km. yolu bir günde yaptık.

Büyük Kemikli'nin sunduğu tüm güzellikleri için şükran duydum.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Uzunkum / Saros Körfezi 8 Ağustos 09

sadece gezi fotoğraflarına bakmak isteyenler için link: http://picasaweb.google.com/leylegihavadagorunce/UzunkumIbriceSarosKorfezi#

bu haftasonu yılın ilk denizine gireceğiz.geçen hafta Çanakkale'de planladığımız deniz siftahı bu hafta Saros körfezi'ndeki Mecidiye de bulunan İbrice Limanına komşu Uzunkum plajına kaldı.adres,istikamet işte burası.

bir gece evvelden mamalarımızı,eğlenceliklerimizi hazırladık.İstanbul'da yağmur yağıyor biz yönümüzü değiştirmeden tam gaz Trakyaya doğru yol alıyoruz.giderkende sürekli 'yok yok açar' temmenilerimiz var.

Saros Körfezi yaklaşık 260 km uzaklıkta İstanbul'a.yani sabah erken çıkıp yolda hiç mola vermeden deniz kenarında kahvaltınızı yapabilirsiniz.buralara 3 yıldan beri geliyoruz.

Erikli yörede en bilindik yerlerden.bundan dolayıda kalabalıktan nasibini almış durumda.

Mecidye'ye Erikli yol arımından ayrılmayıp düz giderseniz ulaşabilirsiniz.yerleşim yerinin olduğu yerden kavununuzu,fırından taze ekmeğinizi alabilir köylülerle sohbet edebilirsiniz.

Uzunkum'a gitmek için biraz daha yolunuz var.İbrice Limanı ile komşu.taş ocaklarını görünce ürküp geri dönebilirsiniz.zatan meraklısının,bilenin gittiği bir plaj.ulaşım ancak kendi aracınızla olacağından ve genelde kalabalık ailelerin tercih etmesinden dolayı plaj gayet tenha oluyor.

biz bu bölgeye günübirlik gelmeyi tercih ediyoruz.çünkü pazar günü dönüş yolu bu yöne gelen herkesin bildiği gibi kabus.'yazlıkçı trafiği' denilen bu eziyeti çekmemek için cumartesi akşam aynen geri dönüyoruz.

zaten bu bölgede kalayım dediğinizde biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz.kafanıza,kesenize göre bir yer bulmak zor.özellikle bu plaj için tavsiye edebileceğim konaklama şekli eksinlikle çadır.plajda çadır kurmaya izin veriliyor.bir çok ailede çadırını kurmuş,çamaşırlarını asmış kurutuyordu geldiğimizde.


bizde buraya çadır kurma hasretiyle yanıp tutuşuyoruz yıllardan beri.kafa dengi ve çadırı olan arkadaşlara buradan duyurulur.bir sürü para verip otel odasında eziyet göreceğime deniz kenarında yıldızlar altında,dalga sesleriyle uyumayı tercih ederim.





Uzunkum sürprizlerle dolu.biraz yaban kaldığından ve tarlaların,ormanın içinde olduğundan yada taş ocağının yakınlığından neler olacağı pek belli olmuyor.rüzgar bazen sersem yapabilir,rüzgar kesilince yakarca dediğimiz küçük organizmalar rahatsız edebilir.bunca zaman başımıza gelenlerden sonra çıkartacağımız sonuç şudur ki buranın sezonu ağustosun ilk haftası bitiyor.


belediye tenteli güneşlikler yapmış.şenzlog ve duş/wc hizmeti veriyor.

biz öğle yemeğinde yanımızda götürdüğümüz çingene mangalında tavuk şiş yedik.günümüz bir deniz bir kavun,bir deniz bir kabak çekirdeği,bir mangal şeklinde geçti.

çok bahsedip iştahınızı akbartmak istemem ama bu haftaki gezimiz dostlarımızla beraber kusursuzdu.bir gün önceki hazırlık çabalarımıza deydi.

günümüzü güneş batımında denizin renkten renge dönmesini izleyerek bitirdik.yavaş yavaş toparlanıp dönüş yoluna geçtik.

dönüşde gün bitsede bizim hala etkinliğimiz bitmemişti.Keşan ışıklardan 48 km. sonra Kınık Çeşmesi denilen yerde satır köfte molamız genekseldir.ağaçlar altındaki köftecinin yoğurdu içimizi açar.çeşme etrafındaki satıcılardan üzüm,kavun ve şeftali aldık.

tekrar arabaya bindiğimizde artık hepimizin gözleri kapacak gibiydi.

böyle günlerin dönüş yolu sanki bir haftalık tatili bitiriyormuşçasına zevk verir bize.unutursunuz İstanbul'u.


denememiş olanlara ısrarla tavsiye ederim.