28 Mart 2011 Pazartesi

İzmir 26-27 Mart 11


yazı fotografları için:https://picasaweb.google.com/leylegihavadagorunce/Izmir#
Pegasus'dan kazandığımız biletlerin sonuncusunu İZMİR için kullandık.İZMİR'li arkadaşlarımız Murat,Ezgi ve kızları Dila'da çağrımıza evet diyip bizimle geldiler.İZMİR'i İZMİR'li ile gezeceğiz.ben okul yıllarımdan İZMİR'e aşinayım.fakat o yıllardan bu yıllara hem bende hem İZMİR'de çok değişiklik oldu.
2 gündüzümüz,vardığımız geceyi de değerlendirebilirsek 1,5 gecemiz var.çocuğu anneannesine teslim edip kendimizi ALSANCAK sokaklarına atmayı planlıyoruz.
Pegasus istanbuldan yaklaşık 50 dakika rotarlı kalktı ama 25 dakikada da İZMİR'e indi.hatta 1 kere pisti pas geçti havada da 2 tur attı.play station oynar gibiydi.
uçaktan inerken kalan 3-5 yolcudan biriydim.bir yolcu kaptanı tebrik ediyordu.kaptan'da ona 'bakın 45 dakika geç kalktım ama 20 dakikada İZMİR'e getirdim' diye övünüyordu. uçaktan korkan ben tövbeler tövbesi diyerek uçaktan ayrıldım.
cuma saat 24:00 gibi minik Dila'yı uyur vaziyette anneannesine emanet edip GAZİEMİR'den ALSANCAK'a doğru yola çıktık.
ALSANCAK cıvıl cıvıldı.Taksim'de aynı saatlerde olan tekinsizliğe rağmen ALSANCAK'da huzur en üst sevideydi.
İZMİR'in yeme turizmi yapacaksanız yelpazesi çok geniş.biz Dilayı uyutma operasyonundayken, GAZİEMİR'in camisinin yanında bulunan seyyar KOKOREÇçiden,Ahmet ve Murat ziyafet çekerek 'hadi hoşgeldik İZMİR' demişler bile.yarım emek KOKOREÇ 12 TL./2 adet
bende KIBRIS ŞEHİTLERİ caddesinden hemen BOYOZumu kaptım.biraz bayattı ama bu tarz besinler tam benlik.daha yiyecek çok şey olduğundan yumurtasız yedim.1TL./2 adet
KORDON BOYU'nda ÖMERAĞA 1910 diye bir mekanda alkol açılışımızı yaptık.mekan saat 01:00 gibi kapandığından hesabı ödeyip kalktık.30TL
Tekrar KIBRIS ŞEHİTLERİ'nde turlarken bir KOKOREÇ daha yiyelim dedik.meşhurluklarıyla övünen mekanların birine rast gele girdik.KOKOREÇin memleketinde ne kadar kötü KOKOREÇ yiyebiliriz ki.Üstelik İstanbul'daki kokoreççilerin üçkağıtlarını bildikten sonra.YENİDOĞAN KOKOREÇ'de 3 kokoreç 18 TL
yemekten biraz şişince sıra yine alkole geldi.mekanlardan mekan beğenmek oldukça zor.cıvıl cıvıl koca sokakta yaş ortalamasını biz yükselttik.koca sokakta taş çatlasak 10 kişi 30 yaş üstüdür.LUNA BLUE diye mekanda ancak oturacak bir yer bulduk.4 bira 29 TL.
saat 03:30 olmuş sokaktaki insanların hala eve gidesi yok.uykusuzuz.yarınki İZMİR şehir gezimiz ve ertesi günkü Dila bebeğin enerjisine eşlik edebilmek için 04:00'de eve vardık.
arkadaşlarla yaptığımız kasa yöntemine göre 1.gece harcamamız 100 TL.
Cumartesi sabahı güneşiyle birlikte,Ezgi'nin konuk sever ailesiyle kahvaltı yaptık.Dila hareketleri ve laflarıyla yine bombaladı ortamı.bugün Dila'yı anneannesi ve dedesiyle bırakıp şehir turu yapacağız.akşam Murat'ın annesinde Dila ile buluşacağız.kahvaltıdan sonra belediye otobüsüyle ilk durağımız KONAK.
KONAK MEYDAN'da biraz bakındık.sonra KEMERALTI girişindeki sayısalcıdan sayısal loto oynadık.KEMERALTI öğrencilik yıllarımdaki en uğrak yerimdi.ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz en ucuz mekanlar burada.o zamanlar KEMERALTI'nda 1 öğrenciler,2 askerler,3 nişan düğün alışverişi yapan dünürler vardı.pek bir şey değişmemiş.severim ben böyle yerleri.kalabalığa kaptırıp kendimi,havayı koklarım.
ara sokaklarından balık haline girdik.fiyatlar şok etti bizi.İSTANBUL'da morarmış balıkların fiyatına burada tap taze ve İSTANBUL'dakinden daha büyük balıklar var.içimiz gitti.hani bozulma sorunu olmasa alıp İSTANBUL'a getirirdim.
kuşçuların olduğu sokaktan turşu suyu içtik.burasıda öğrenciyken müdavimi olduğum yerlerden. 3 tane turşu suyu 3 TL.
Ezgi ve Murat'ın yıllardır dillerinden düşürmediği SÖĞÜŞ olayını denemeye karar verdik.ben de ilk defa sakatatı soğuk yiyeceğim.ama ne SÖĞÜŞTÜ.neden kahvaltıyı bu kadar bomba yaptım ki.dürüm yapılan sSÖĞÜŞÜN içinde dil,beyin,yanak,kelle,paça var.oldukça büyük ve doyurucu.böyle bir tat yok. 16TL./2 adet
kahvecilerden hediyelik SAKIZLI KAHVE aldık.
KIZLARAĞASI kahvesinde de Türk kahvesi içtik.öğrencilik yıllarımda para kısıtlı olduğundan bu mekanları bilirdim ama doya doya gezmişliğim,alış-veriş yapmışlığım yoktu.ne ararsan var.kıyafet,gümüş,hediyelik eşya.



zaman,rota ve mekan ayarlarını Murat yaptığından,KORDON'a yürüyüp,KORDON'da bira içmeye sıra geldi.KORDON'a giderken öğrencilik yıllarımda eylemlerde buluşma ve yürüyüş başlangıç yeri olan eski BALIK HALİnin yeni halini gördüm.zengin markaların olduğu alış-veriş mekanı olmuş.içi çok kötü değildi ama daha güzel bir yer mesela müze yada tiyatro olmasını isterdim.
KORDON çok güzeldi.tam bir rahatlık hissi uyandırıyor.istediğin yere otur iç,gitar çal,sohbet et mekanı.kimse kimseye ilişmiyor.bizde biraları alıp biraz dinlendik.
akşama doğru İZMİR denince ilk akla gelen gıdalardan olan ÇÖP ŞİŞ yemeye karar verdik.Murat ÇÖP ŞİŞ için zengin mekanı TOPÇU'yu önerdi.o da burada yemek için çok istekli değildi.yakınlarda başka mekan bulamamaktan ve ismi olduğundan mekana daldık.
arkadaşlar ellerini yıkamaya gittiğinde garson menüyü getirdi.menüye bir bakayım dedim ki menüde fiyatlar yazmıyor.80 çeşit şey var ama fiyat yok.garsona 'neden bunlarda fiyat yazmıyor' dedim.'pazartesi yeni menü gelecek.siz istediklerinizi bana sorun ben söyleyeyim' dedi.eski bayat numara.'olur mu kardeşim ne saçma iş bu böyle' diye tepki verdim.kılık kıyafetime bakan garsonda beni hiç iplemedi zaten.normalde böyle bir durumda kalkıp gideriz ama arkadaşları örgütleyip,kalkma eylemi yapacak zamanım olmadığından oturup TOPÇU'nun ÇÖP ŞİŞİNİN tadına baktık.
yanında gelen hafif yağda öldürülmüş soğan lezzetliydi.ÇÖP ŞİŞ'de olması gerektiği gibiydi.mekana gıcık kaptığımdan pek övesim yok açıkçası.36TL.
Akşam Murat'ın annesinin evine gitmek için ALSANCAK iskelesinden KARŞIYAKA'ya geçtik. KARŞIYAKA'ya öğrenciyken biri gece yarısı olmak üzere 2 kere gelmiştim.bence eski popülerliği kalmamış gibi.artık her yerde bulabileceğiniz trafiğe kapalı bir cadde ve bol kalabalık ikilisinden ibaret.ben burada 1 BOYOZ ve 1 ÇİĞKÖFTE yedim.biraz turlayıp otobüse binip eve gittik.
Murat'ların terasında tüm İZMİR ayaklarımızın altında sohbet ettik.
Sabah Murat'ın kardeşinin CALISTA adlı cafesinde  kahvaltıya gittik tüm aile.yolu düşenlere,oralarda oturanlara farklı bir alternatif sunuyor cafe.
benim öğrencilik yıllarımda efsane olan metro,tren karışımı vasıta ile BAYRAKLI'dan GAZİEMİR'e 15 dak. gibi kısa zamanda vardık.
Dila'yı anneannesine emanet edip EFES'e doğru yola çıktık.
ilk durağımız EFES.ben ilk defa gidiyorum EFES'e.biraz dökmanımda var.
EFES'i anlatmaya gerek yok.gitmeden büyüsünü anlayamayacağınız kadar etkileyici.2 saatlik EFES turundan sonra YEDIUYUYANLAR'daki kıl çadırlarda klasikleşen gözleme ayran molası verdik.16 TL.
SELÇUK'daki müzede EFES kadar etkileyiciydi.müze çok dolu ve sergileme tarzlarıyla bir çok müzeye örnek olacak cinsten.buradan ARTEMİS heykelciği ve bir EFES bez poşeti aldım.
bugün programa bir de ŞİRİNCE sıkıştırdık.ŞİRİNCE günlerden pazar olmasından dolayı kalabalıktı.
biz hemen soluğu ARTEMİS ŞARAPÇIKLIK'ta aldık.
ben meyve aromalı şarapları pek sevmediğimden ağzıma uygun bir üzüm şarabını tercih ettim.ARTEMİS ŞARAPÇILIK'da  sunum,misafirperverlik çok iyi.standdaki görevliyle sohbet ettik.
ŞARAPları alıp ŞİRİNCE kalabalığına dalarak tepelere çıktık.tüm ŞİRİNCE ayaklar altında.
niyetimiz 1 şişe ŞARABI bu manzara eşliğinde bitirmek akşam yemeğinde TİRE KÖFTESİ yemek için TİRE'ye geçmek,oradan da minik Dila'yı alıp dönüş için havaalanına gitmekti.fakat manzara,çayır çimen ve ŞARAP o kadar güzeldi ki TİRE KÖFTESİ'ni oy birliğiyle geçip onun yerine bir şişe daha şarap içip MİDYE yemeğe karar verdik.
arada 1 şişe daha ŞARAP içtik mi hatırlamıyorum.tek hatırladığım alkol alamayan şöför Murat'ın 'haydi arkadaşlar sizi buradan sürüyerek götüremeyeceğime göre ufaktan yol alalım' lafıdır.kasa da kalan son parayla MİDYECİ ile pazarlık yapıp biraz daha MİDYE yiyip GAZİEMİR'e doğru tola çıktık.
GAZİEMİR'de Ahmet ve Murat'ın cami önündeki KOKOREÇçisinden yarımşar ekmek KOKOREÇ yedik.harikaydı,süperdi,mükemmeldi.
eve vardığımızda hepimiz kıpkırmızı hafif de çakırkeyiftik.
Ezgi'nin annesi bizim hiç bilmediğimizi düşünerek ETLİ YEŞİL ENGİNAR yapmış.onun da tadına bakmadan olmaz.ENGİNARLAR harikaydı.kuzu etini de bir sebzede hiç düşünemeyen bendeniz bu tada bayıldım.keşke bu kadar alkollü ve tok olmasaydım diye kızdım kendime.ama bir daha yapma sözü verdi bize.
Ezgi'nin babası bizi havaalanına bıraktı.rötarsızda kalkış yaptık.havadayken midem biraz bulanmaya başladı.hostesten kusma torbası istedim.fakat uçakta yoktu.sizi ön koltuğa alalım dedi.otobüslerdeki gibi.garibime gitti.bu laf biraz midemi sakinleştirse de indikten sonra otobüste mide bulantım tavan yaptı.tıklım tıklım olan otobüsün içinde gözüm sürekli şu koca,deri zengin bavuluna takıldı.hani kusacaksam bari bunun üzerine olmasın diye sabretmeye çalıştım.neyse ki otobüsü boş geçtim ama otobüsten inip de ana binaya girme sırasında artık dayanadım.gerisini yazmayayım.
İZMİR çok renki ve hareketli geçti.bir kez,bir kez,binkez gidilesi şehir.

2 Mart 2011 Çarşamba

Gaziantep Şubat 11

farklı gezi fotoğrafları için:

Gaziantep'e uçak biletlerini PEGASUS'dan gidiş dönüş 70TL/kişi'ye aldık.o zamanlar gelecek kişi sayısı 7 idi.çeşitli sebeplerle gelemeyenlerle birlikte 5 kişi yola çıktık.
uçak cumartesi sabah 06:00'da.1 saat erken gitmemiz lazım.PEGASUS gidiş dönüş bileti olan yolcularına 72 saat otopark hediye ediyor.bu güzel teklifi de değerlendirmek lazım.otoparkta yer olmamasına karşı 1 saatde otopark aramak için erken gidelim dedik.yani saat 04:30'da oralarda olmamız lazım.arkadaşlarıda toparlama süresini ekleyince 03:00'de yollarda bulduk kendimizi.
bu gezide kasa Ülkü olacak.
herşey yolunda gitti ve saat 07:30 gibi GAZİANTEP havaalanında güzel bir güneş bizi karşıladı.havaş ile şehre vardık.9tl/kişi
havaş otobüsünden GAZİANTEP'in en meşhur KATMERCİSİ ZEKERİYA 'nın yerini öğrendik.sonra öğretmen evine gidip eşyaları emanete bıraktık.birer bardak çay içip KATMERCİ ZEKERİYA'da soluğu aldık.
biz 4 tane katmer söyledik fakat Zekeriya usta müdahale edip 'siz 2 tane alın yetmezse takviye yaparız' dedi.dürüstlüğüyle gözümüze girdi.
ufak dükkanında ANTEP'in gezilecek çeşitli yerlerinin broşürleri var.bizde ilgilendiklerimizden aldık.katmerler 24TL
Katmer tek kelimeyle nefisti.2009 GAP turunda da katmer yemiştik.o biraz aceleye gelmişti ve yerken toktuk.şimdi kahvaltı niyetine katmer yemenin midelere,damağa verdiği hazzı daha iyi anladım.
ANTEP sokaklarına attık kendimizi.uçakta gördüğümüz insanlar da bizim gibi sokaklardalar. bakırcılar çarşısı,peynirciler,gümüşçüler,yemeni dükkanları,kehribardan yapılmış ürünler gezimize renk kattı.
MEDUSA ARKEOLOJİK CAM MÜZESİ'ne girmeyi denedik.gelen gruplardan dolayı izdiham söz konusuydu.biraz gezip tekrar gelmeye karar verdik.
NAİB HAMAMI yakınlarında bir lahmacun fırını dikkatimizi çekti.önünde duran amca o kadar güler yüzlü ve tatlıydı ki makul bir zaman gelse de lahmacun yemeye başlasam kararımı kim ne derse desin yiyeceğim fikriyle değiştirdi.meğer böyle düşünen bir tek ben değilmişim. grupta herkes sabahın 09:30 gibi lahmacun yemek istermiş.lahmacunlar o kadar büyüktü ki 3 tane bize yetti de arttı.8,5 TL.
şimdi gönül rahatlığıyla GAZİANTEP MEDUSA ARKEOLOJİK CAM MÜZESİ 'ne gidebiliriz.cam müzesi özel bir müze.girişi 4 TL/kişi
Fikret ve Ahmet müzeye girmedi.biz kızlar takı atölyesi ve satış mağazasını önceki araştırmalarımızdan bildiğimiz için hemen zıpladık.görmeye değer bir müze.takıları ve cam atölyesindeki ürünler ilgimi çekti.sergilenen eşyalar arasında hastalıklarda kullanılan ördeğin eski zamanlarda ki camdan yapılmışı ve yine camdan yapılmış vibratör dikkat çekiciydi.cam müzesinden birşey almadan çıkmayı başardım.
sokakları gezerken dönüp dolaşıp İMAM ÇAĞDAŞ'ın önünden geçerken,tok olmamızdan dolayı hemen girip yiyemek acı verdi.
yine önceki araştırmalarımızdan öğrendiğimiz GAZİANTEP'e özgü KUTNU kumaşı satıcıları,tarihi YEMEN KAHVECİSİ uğramadan gitmeyeceğimiz mekanlardan.
EMİNE GÖĞÜŞ MUTFAK MÜZESİ 'ne 2 arkadaş girdi.girişi 2 TL/kişi
çıktıklarında ikram edilen zerdeyi anlata anlata bitiremediler.'keşke girseydik' dedik.
GAZİANTEP müzeciliği,tanıtımı,yönlendirmeyi çözmüş bir il.fakat bu müzeleri faaliyete geçirmeyi bir türlü başaramıyor.2009 kasım ayında geldiğimizde kapalı olan TAHMİS KAHVESİ hala kapalı.ZEUGMA MÜZESİ hala açılmamış.1,5 yılda neyi tamamlayamadılar anlayamıyoruz. buraya gelme sebeplerimizin en üstünde yer alan iki yerin kapalı olması hayal kırıklı yaratsa da tekrar gelmemiz için bir sebep.
YEMEN KAHVECİSİ'ni yine bakır ve kuru ürünlerin satıldığı çarşıda bulduk.internette sahibi Mehmet Cevdet Akınal'ın fotoğrafını görmüştüm.şimdi onun 30 yaş genci karşımda duruyor. oğluymuş ve babası rahatsız olduğundan dükkana o bakıyormuş.küçücük dükkanda yok yok.buradan kakuleli ve sade kahve aldık.fiyatı 4,5TL/kişi
o da bize araştırmalarımdan satışını yapmadığını öğrendiğim,sadece gelen misafirlere ikram ettiği ve içindekileri sır gibi sakladığı özel kahvesinden tattırdı.ayrıca alış veriş için bize adresler verdi.hemen karşıdaki pasajda bulunan KUTNU KUMAŞI satan yere yönlendirdi.
KUTNU KUMAŞI aslında folklör gösterisi seyretmiş herkesin bildiği bir kumaş.sadece GAZİANTEP'e özgü olduğunu ve isminin KUTNU olduğunu bilmiyorduk.renk renk parlak KUTNU'lardan 1'er 2'şer metre aldık.ben yapılacak listemizdeki HAMAM sefamız için peştemal de aldım.
bu çarşıda gezerken çay içilebilecek bir yer bulmakta zorlandık.neyseki bahçesinde gelen geçeni seyredebileceğimiz,Türk Halk müziği çalan bir mekan bulduk.bir saat kadar burada sohbet edip dinlendik.hava yağışsız fakat soğuktu.ayaklardan çok soğuk yedik.hem ısınmak ve hem de besi turizmin hakkını vermek için İMAM ÇAĞDAŞ'a gittik.
İMAM ÇAĞDAŞ her zamanki gibi kalabalık.fakat ne kadar kalabalık olursa olsun hizmetindeki standartı hiç bozmuyor.ben 3 lahmacun+cacıkla hem giriş hem final yaptım.ezelden beri lahmacun benim zaafım.İMAM ÇAĞDAŞ'da sağ olsun bu beğeni çıtamı öyle bir yükseltti ki İstanbul'da sadece FATİH'de bulunan ÖZKİLİS LOKANTASI 'nda bu hazzı alıyorum.Ahmet'de benim gibi lahmacun ziyafeti çekti kendine.lahmacunun içine ek olarak SÖĞÜRTME denilen patlıcan ezmesi de ekliyorsunuz müthiş oluyor.ben finali mutlaka söğürtmesiz ile yapıyorum.diğer arkadaşlar et kebaplarınında tadına vardı.tatlı müptelası Ülkü ve Ahmet fıstıklı özel kare baklavayla mest oldular.tatlı ile arası olmayan bizler ise birer dilimde pes ettik.hesap 105TL/kişi
İMAM ÇAĞDAŞ'dan çıktığımızda hava kararmış ve soğumuştu.artık ucuz konaklayıcıların sarayı Öğretmenevinin yolunu tuttuk.5 kişi olmamızdan dolayı kızlar erkekler ayrı odalara yerleştik.gece aldıklarımıza bakıp fotoğraf çektirdik.kızlarla yataktan yatağa dedikoduyu koyulaştıramadan yorgunluk bastırdı ve uyuyakaldık.
Öğretmenevi gelen gruplara da hizmet veriyor.gece boyunca odadan odaya geçen insanlarla, koridorda yüksek sesle sohbet edenlerle ve çocuklarıyla koridoru oyun parkına çevirmiş hayvan ailesiyle mücadele ettik.otel kapılarının normal oda kapısıyla aynı olduğunu unutan otel sakinleri tüm hayvanlığını gösterdi.artık uyku haram diyip dayanamayıp gece müdahale ettim.koridorda odadan odaya topuklu ayakkabısıyla gezen birini yakaladım ve 'neden gürültü yapıyorsunuz' dedim.'yoo biz değiliz' dedi utanmadan.ya sabır ya selamet diyip bir an evvel sabah olması için dua ettim.
kahvaltıda erkeklerinde aynı durumda kaldığını öğrendik.o grubu teşhis etmeye çalıştık.aile sanki Bulgaristan güreş takımı gibiydi.hepsi iri yarı.iyi ki gece daha gerginlik olmadı diye sevindik.
sabah erkenden GAZİANTEP MÜZESİ'ne gittik.burası da hüsran müzesi halini almış.çünkü 2009'da gördüğümüz mozaikler yeni müzeye taşınmaya başlanmış,duvarlar bomboş.geçen sefer tam bakamadığım mars heykelinin yerinde yeller esiyordu.sadece duvara alçı ile sabitlenmiş, çıkması imkansız gözüken mozaikleri görebildik.onlar da yerinden sökemediler diye kalmış galiba.neden alçı ile duvara bu şekilde sabitlediler anlayamadık.
bugün alacaklarımızı alıp yarın için araç kiralamaya karar verdik.yerel araba kiralama şirketleriyle irtibata Ahmet ve Fikret geçecek.
2009 yılında gelip de çok beğendiğimiz helvalardan almak için ÖZGÜLER PASTAHANESİNE gittik.telefondaki adam yerini tarif etti.fakat bizim geçen sefer gittiğimiz imalathanesiymiş. oturma yeri olmayan şubesinden hediyelik helvalardan aldık.madem istediğimiz helvadan ve dondurmadan yiyemedik o zaman KATMERCİ ZEKERİYA'yı tekrar ziyaret edelim dedik.
ÖZGÜLER PASTAHANESİ'nden çıkışta artık heryerde pıtırak gibi çoğalan meyve sucu dükkanına rastladım.buralarda ucuz olabileceğini düşünüp nar suyu içtim.bir arkadaşta şalgam suyu aldı.sonra ben dayanamayıp bir de greyfurt suyu içtim.Fikret'de karışık içti.aslında Fikret atom denilen şeyi denemek istedi.ama tezgahtaki çocuk atom diyince bize bir kavanoz gösterdi.bizde içinde bal ve kuruyemiş olan kavonoz olarak satılan bir macunmuş atom diyip Fikret için karışık sipariş ettik.sonra dükkana giren biri 'bir atom yap' diyince anladık ki o kavonozdan da ekleme yapılarak hazırlanan muzlu,portakallı bir içecekmiş atom.siparişi verene bakışlarımdan anlamış olacak ki içindekileri bana sıraladı.içmemiz için ısrar etti ama bizde artık içecek yer kalmamıştı.
KATMERCİ ZEKERİYA'ya gittiğimizde tüm masaların boş olmasına çok sevindik ama Zekeriya Usta'nın dünkü şık aşçı kostümü yerine tişört ve terlikle görünce anladık ki bu saatte katmer falan yok ve masalar o yüzden bomboş.Zekeriya Usta'da temizlik yapıyor.kısmet değilmiş diyip erkeklerden ayrılıp kızlar grubu olarak alış verişe verdik kendimizi.
hediyelik olarak sumak ekşisi,salça,kuru biber ve patlıcan aldım.iş yerinde ve evde yemek içinde şam fıstığı.sonra hızımı alamayıp zincirli handaki antikacıdan otantik desenli bir masaörtüsü aldım.peynir ve baklava almaya artık param kalmadı.
kızlarla İMAM ÇAĞDAŞ'da bir yemek molası verdik.adam başı 1,5 tane lahmacun ve 2 ayran içtik.fiyat 35 TL
Ülkü ve diğer arkadaş hediye olarak götürecekleri tatlıları aldılar.Öğretmenevine gidip aldıklarımızı bırakıp hamam eşyalarımızı almak için yarım saatimiz kaldı.
Öğretmenevine vardığımızda Fikret ve Ahmet'de geçen gelişlerinde dadandıkları stadyum yakınlarındaki KÖŞK CİĞERCİSİ 'ne gitmişler.buranın methini yine 2009 GAP gezi güncesinde bulabilirsiniz.kiralık araba araştırmalarında ilerleme kaydetmişler. görüştüğümüzde onlarında keyiflerine diyecek yoktu.köşk ciğercisi 32 TLhamam saat 17:00'den sonra erkeklere hizmet veriyormuş.saat 16:00 ve biz hala Öğretmenevindeyiz. hamama yürümemizi de eklersen hamam bir sefadan çok eziyete dönecek.üzülerek hamam organizasyonumuzdan vazgeçtik. aldığım peştemallerde elimde patladı.

yarın için günlüğü 80 TL olan bir arabadan haber bekliyorlarmış.güzel bir gelişme.

şimdi bir şeyler yapacak vaktimiz var.yine internetten bulduğumuz GAZİANTEP GEZEGENEVİ 'ne gitmeye karar verdik.fakat Öğretmenevinin resepsiyonistleri dahil kimse nerede olduğunu bilmiyor.bir kaç yerde de yakında açılacak afişleri görmüştük.artık ümitlerimizi kaybetmiştik ki tesadüf eseri belediyede çalışan bir arkadaş yerini tarif etti.hatta 'mutlaka gidin çok beğenirsiniz' de dedi.hava yağmurlu ve gideceğimiz yer uzak olduğundan taksiye bindik.8 TL
GEZEGENEVİ izmirdeki fuar alanı gibi büyük bir bahçenin içinde kubbe şeklinde bir bina.içi gerçekten çok neşeli.bırakın çocukları büyükler bile çok eğlenceli vakit geçirebilir. aşağıdaki
bilim müzesine Ahmet ve ben hariç diğer arkadaşlar girdi.giriş 20TL/3 kişi
 sonrasında karadelikler adlı gösterim için bilet aldık.bilet alırken 'burayı çok kişiye sorduk ama kimse bilmiyor' dedik.'resmi açılışımız olmadı o yüzdendir' dediler.bizde ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ ve TAHMİS kahvesinin neden 1,5 yıldan beri açılmamış olduğunu böylece anlamış olduk.o sevimli bürokratlarımızın gelip kurdele kesmesi bekleniyor anlaşılan.
GEZEGENEVİ TURKCELL'in katkılarıyla olduğundan resmi açılışı beklemeden faaliyete geçmiş.
arkadaşlar gelene kadar bizde hediyelik eşya bölümünde ilginç eşyalara takıldık.yeğenlere kolye aldık.
karadelikler gösterisi güzeldi.yatan koltuklara oturup tavandan seyrediyorsunuz.salondaki minik bir çocuk korkup ağladı.annesi onu dışarı çıkartırken çocuk bize de 'sizde çıkın' diyordu.
çıkışta hediyelik eşya dükkanından Ülkü hariç herpimiz GEZEGEN EVİNİ anlatan tşört aldık.hatta gelemeyen arkadaşlara da aldık.
Fikret bir de POWERBALL diye bir alet aldı.ipi ile kendine modern topaç dedirtse de kol kaslarını çalıştırmak için dizayn edilmiş zevkli bir oyuncak.ama bu oyuncağı sadece Ahmet çalıştırmayı başardı.bizler ise hızlanan powerball'ı elimizde tutmaktan ve hızını kesmemeye çalışmaktan öteye geçemedik. Fikret tüm gece bu oyuncakla ilgilenip  çalıştırmaya gayret ettikçe hayattan koptu mutsuzlaştı.
GEZEGENEVİ'nden Öğretmenevine yine taksi ile döndük.taksici çok nazik ve kibardı.kartını verdi bize.'buralarda yoldan boş taksi kolay kolay bulunmaz' dedi.meğer yolun bazı yerlerinde butonlar varmış.taksi ihtiyaç duyduğunuzda,butona basınca en yakın taksi durağından taksi ayağınıza gelirmiş.güzel bir uygulama.yollarda boş taksiler hem trafik yapmıyor hem de boşuna benzin tüketmiyorlar.
Öğretmenevinde kiraladığımız araç için sözleşme işini hallettik.
BEYRAN ÇORBASI içmek için dünkü çarşı tarafına gittik yine.yolda benim yine canım lahmacun çekti.kiminin canı tatlı kiminin de kebap çektiğinden yine İMAM ÇAĞDAŞ da mola verdik.bu sefer BEYRAN ÇORBASI'da içeceğimden 1,5 lahmacunda pes ettim.diğerleride lahmacun yedi.rakam 28 TL
elimizdeki powerball'ı gören garsonlarda denemek istediler.bir kaçı denedi.komik görüntüler çıksa da bir kerede başarılacak kolay bir şey olmadığı kanısına vardılar.
İMAM ÇAĞDAŞ'dan çıkıp BEYRAN ÇORBASI için ACIOĞLU LOKANTASINA gittik.burasının adı değişmiş.ama yapan ustada çorbanın tadı da aynı.2 günden beri sadece lahmacunla beslenen bendenizin midesine farklı bir gıda girmiş oldu.BEYRAN ÇORBASI hakkındaki bilgiyi kasım 09 gap gezimizden öğrenebilirsiniz.Ülkü yine beyran içemedi.biz onu sarımsak ve sirke kokularıyla tüm gece zehirledik.BEYRAN ÇORBASI 8,5TL/3 kişi tuttu.
Öğretmenevine gittiğimizde hepimiz patlayacak gibiydik.eşyaları toparladık.hamama gidemedik bari burada banyo yapalım dedik fakat sağ olsun Öğretmenevi sıcak su tasarrufu olsun diye sıcak suyu kapatmış.
gece hayvan ailesinin sesi çıkmadığından gitmiş olabileceğini düşünüp güzel bir uyku çekelim dedik.bu seferde gece 05:30 gibi cam bir kapıya anahtar gibi bir şeyle vurulma sesiyle dikildik.ben bir hışımla koridora çıktığımda Ahmet'de çıngır mıngır oda kapısını açıp uykulu gözlerle bana baktı.rahatsız olan sadece biziz yada otel gerçekten bomboş.bu ses devam etti.'kimsin,napıyorsun,kes' falan diye bağırdık.hangi dana ise sustu sesini çıkartmadı.bizde kalan uykumuza geri döndük.
sabah GAZİANTEP'de yağmur yağıyordu.kahvaltımızı yapıp üstüne dünden içimizde ukte kalan katmeri yemek için tekrar KATMERCİ ZEKERİYA USTA'nın yerine gittik.günlerden pazartesi olduğu için turistler gitmiş ortalık sakinleşmişti.bizi tekrar görüdüğüne şaşırdı Zekeriya Usta.2 katmerden yiyemediğimizi paket yaptırıp arabayı almak üzere tekrar öğretmenevine gittik. katmerler 18 TL
arabayla GAZİANTEP'e 10km. uzaklıktaki DÜLÜK ANTİK kentine gittik.burada göreceklerimiz gördüklerimizle mi sınırlıydı bilmiyorum ama bir mağaradan öteye geçemeyecek şeyler görmemiz bizi şaşırttı.
dönüdüğümde internetten DÜLÜK'ü araştırdığımda MÖ 300 yıllarında  kurulduğunu,Jüpiter Dolichenus tanrısının anayurdu olduğunu,Jüpiter'in heykelinin şimdi Viyana'da olduğunu ve buradaki kazılardan çıkan eserleri zaten GAZİANTEP MÜZESİNDE görmüş olduğumuzu anladım.neyse ki DÜLÜK için çok yol gelmedik pek bir kayıp yaşamadık.
burdan çıkıp 2 saatlik mesafede,URFA-GAZİANTEP sınırında olan,2009 yılında bizi kendine aşık etmiş HALFETİ'ye gittik.yolda acıkan midemizi kalan katmerle doyurduk.
HALFETİ her haliyle,her mevsimde büyüleyici.buraya vardığımızda saat 12:00 idi ve bugün güneş kendini sadece burada gösterdi.biraz şehirde yürüdük.tekne turu satmaya çalışan yerlilerde arkamızdaydı.yolda yürürken bir bayan 'hoşgeldiniz' dedi.buraya has olan siyah lale yetiştirdiğini,isterse evde gösterebileceğini ve ilgilenirsek satabileceğini söyledi.eşi ile tekne turu yaptıklarını düşünürsek yardımcı olabileceğini de ekledi.'size bir de çay demlerim' diyince benim gönlümü çaldı.tur için söylediği rakam 35TL.'biz biraz gezelim ilgilenirsek seni arayalım' diyip telefon numarasını aldık.arkadaşlarla da konuşunca aramaya karar verdik.2009'da bu tarz bir tekne gezisini 50TL.'ye yapmıştık.
teknede yemek için ıvır zıvır alıp onları parkta bekledik.küçük oğullarıyla sevimli bir aile modeli olarak geldiler.tekneleri önceki gezimizde gezdiğimizden daha küçük fakat gerçekten samimi insanlar.daha HALFETİ'de kötü insana rastlamadık.
gezi boyunca kadınla HALFETİ'den evliliğinden,çocuklarından kendinden bol bol sohbet ettik.biraz para kazanıp tekneyi büyütmek istiyorlarmış.aslında karı koca çok girişimci ve yapıcılar.imkanlar biraz kısıtlı o kadar.eşi de kendi gibi nazik ve sohbetliydi.yol boyunca bize bilgiler verdi.baba evinin karşı tarafta şimdi sular altında olduğundan,çocukluğunda ki HALFETİ'den bahsetti.
RUM KALE'de yürüyüş yapacaktık ki kara buluklar hafif hafif çiselemeye başladı.'biz daha önce geldik yolu biliyoruz,boşuna ıslanmayın,siz bizi diğer tarafta bekleyin,en fazla 1 saat sonra orada oluruz' dedik ve onlardan ayrıldık.
yağmur biraz durdu,biraz yağdı.şarkılar söyleyerek 40 dakikada buluşma yerinde buluştuk ve dönüşe geçtik.
dönüş yolunda HALFETİ'yi anlatan bir albüm gösterdi bize.bu bölgede yapılacak ne çok şey varmış.kamp alanları,yürüyüş parkurları,doğal plajlarıyla 1 hafta yetmez gibi gözüküyor.
teknede biraz üşümüş olsak da içtiğimiz o çayın tadını galiba hiçbirimiz unutamayacak.
tekneden indiğimizde bu güzel sohbet,gezi,çay ve misafir perverlik için 50 TL. verdik.mahcup oldular.aslında bilmiyorlar ki gönülleri sayesinde çok fazlasını hak ediyorlar.
HALFETİ TEKNE TURU,TEKNE SAHİBİ HALİL BEY:0532 621 42 12
HALFETİ'yi tanıtma amaçlı kurulmuş hediyelik eşya dükkanından keçe bir cüzdan aldı arkadaşımız bende teknede bana gösterdiği HALFETİ kitabını kaçırmadım.
GAZİANTEP'e dönüş yolunda şöförümüz Fikret hariç herkes uyku moduna geçti.karnımız zil çalıyordu şehre girdiğimizde.
soluğu Fikret ve Ahmet'in müdavimi olduğu,bize anlata anlata bitiremedikleri KÖŞK CİĞERCİSİ'nde aldık.ben dalak,yürek,ciğer şiş yedim.üstüne de 2 tane de ciğer kavurma patlattım.yazınca anlıyor insan nasıl bir mideye sahip olduğunu.Ahmet'de benim gibi yedi.Fikret bu yediklerimize bir de KÜŞNEME denilen et şişi ekledi.sakatat yemeyen ÜLKÜ 2 küşnemede kaldı.diğer arkadaş da herşeyden sipariş etti fakat yiyemeyeceğini bir süre sonra anladı.etlerini paylaştırmaya başladı.biz sipariş ettin yiyeceksin diye işkence yapıp kalanları da bitirttirdik.hesap 90 TL
uçağa kadar kalan süreyi İMAM ÇAĞDAŞ'da tatlı yiyerek geçirelim dedik.17 TL
İMAM ÇAĞDAŞ'ta son bir lahmacun yiyecek yerimin olmamasına çok üzüldüm.son tatlıları da yiyip havaalanı yolunu tuttuk.arabayı havaalanında teslim ettik.
eşyalarımızı kabin içine almak için PEGASUS kontuarında şirin gözüktük.onlarda tüm çantalara kabin etiketi verdi.fakat uçağa bineceğimiz sırada Ahmet'in ve Fikret'in çantasını büyük buldular.illa bagaja göndermek istediler.biz 'gelirken de bunu kabine aldık.bu çanta bu güne kadar bagaja hiç girmedi.inince yolumuz uzun bize bagaj bekleme işkencesi yapmayın' desekte,zaman zaman konuşmalar sertleşse de görevli abla 'olmaz' dedi de başka bir şey demedi.
İstanbul'a geldiğimizde en son bizim bagajlar çıktı.PEGASUS'un beleş otoparkına uçuş kartlarımızı ve otopark fişini vermek suretiyle bedava park ettiğimiz arabamıza atlayıp arkadaşları bıraka bıraka evimize geri geldi.
gezi maliyeti:
konaklama:60 TL/2 gece/kişi
ulaşım:70 TL/uçak gidiş-dönüş/kişi
araba kiralamak ve yemek vs.:162 TL/kişi
özel harcamalar:yazamayacak kadar çook TL./kişi
toplam:292TL/kişi

not:GAZİANTEP KÖŞK CİĞERCİSİ'ni blogunda övgüyle bahseden,bu mekan için bizim 2009 yılı GAP gezimizde de teşekkür ettiğimiz,LÖPLÖPÇÜLER blogunun sahibine bu güzel mekanı aklımıza soktuğu için tekrar teşekkürü bir borç bilirim.