Doğu Karadeniz'de ikinci tatilimizi Rize Hemşin bölgesinde,çadır konaklama ile yayladan yaylaya yürüyüyerek yapacağız.irtifamız 1100-3200 m. civarı.her akşam ayrı bir yaylaya ulaşıp kamp yapıyoruz.turistik olmayan,yabancının ilk defa gittiği yaylalarda var aralarında.
bu tarz kültürel ve doğa tatillerini,ben her zaman kendi yöreniz dahi olsa mümkün ise tur firmalarıyla yada yerel rehber ile,mümkün değil ise münferit ama tamamen yabancı olarak gezilmesinden yanayımdır.oralı tanıdığınız yanında kalarak olamaz,gezemezsiniz.bir düşünün yıllardan beri görmediğiniz akrabalarınızın yanına gidiyorsunuz.o sizin tam olarak ne istediğinizi anlayamıyor.kendi gezdiği,bildiği yerleri gezdiriyor.halbuki hemen ötede dünya güzeli bi kilise,göl,ağaç var.geçip gidiyorsunuz bihaber.araştırıp gitseniz akrabaya beni oraya buraya götürde diyemezsiniz.hadi sizi doğru yerlere götürdü.hikayesini,tarihini doğru anlatamaz.yarım kalır.
kendi memleketimden biliyorum 'anne hadi Eğirdir Gölüne gidelim görelim' derdim.annem 'napcan işte su,sulak bi yer,hısım akrabayı gör.ben sana börek yaparım' derdi.kazık kadar olmuştum Eğirdir Gölü'nü gördüğümde.sonrada annem beni tutamaz oldu.
eğer bir yöreyi görmek istiyorsanız biraz konaklama,malzeme masrafına katlanın.
her şey yabancı,her şey bizden,her şey zor,her şey basit ...kavramlarla ölçmemem lazım hislerimi.
bir çizgi var onu geçiyorsunuz kafanızda.arkanızda İstanbul koşturmacası,evdeki konforunuz,sokak gürültüsü,tv.,bilgisayar,aile,arkadaşlar,makyaj malzemeleriniz,işiniz her şey.sizi siz yapan,dünya görüşünüzü oluşturan etkenler çizginin bi tarafında.teorilerini bol bol dinlediğiniz,belgesellerdeki abileri görüp imrendiğiniz,coğrafya dersinden iyi not almak için ezberledikleriniz,çok uzak,çok uzak dediğiniz her şey ise karşınızda.
basit,sizden olan arkanızda,zor,yabancı bildiğiniz karşınızda.buradan ayrılırken de tam tersi.
böyle bir tatile hiç düşünmeden karar verdik.ruhum için beklentilerim vardı bu geziden.beklentilerimin çok çok üstünde de kazançlarla döndüm.böyle bi gezi bana ne öğretti?daha sabırlı olmayı,başkası gibi düşünebilmeyi,kafamın içinde mutluluğu yakalayabilmeyi ve böyle bir yere giderken yanıma mutlaka mont almam gerektiğini öğretti.
dağlar aşıtlar sizi kucaklıyor.önce orman merhaba diyor,yükseldikçe yerini çiçeklere bırakıyor biraz daha ilerledikçe kayalıklarda buluyorsunuz kendinizi.her canlı yaşayabileceği yükseklikte mesken tutumuş,rüzgarla şarkısını söylüyor.
küçükken kitaplarda falan hep 'tabiat ana' diye bahsederlerdi ya bende gerçekten uzun,beyaz başörtüsü takmış,beyaz saçlı,gözlüklü ve takma dişli,ton ton işte olips reklamındaki erol'un ninesi gibi düşünürdüm bu varlığı.aslında onu da doğru yapamaz tabiat ana değilde tabiat ninesi tasavvur edermişim.gittiğimiz pikniklerde 'acaba şu ağacın arkasından çıkar mı' diye bakmışlığım da olmuştur itiraf edeyim.neyse işte yayla safaride tabiat anayı değilde tabiat her şeyini hissettim.
Türkçe'de beklentinin çok üzerinde ve bildiğin,öğreneceğin varlıklarıda kavrayan bir kelime var mı bilemiyorum keşke bilsem.işte Kaçkarlar,Doğu Karadeniz Yaylaları bunu hissettirdi bana.
Yaylacıların misafir perverliği,yardımseverliği,yoksulluktaki çabaları unuttuğumuz bir çok insanı duyguyu yerine tekrar hatırlattı.
kamp kurmak,14-15 kişilik yemek yapmak,onları yıkamak,toplamak,arabaya yüklemek zor gibi gelsede eğer tanıştığınız insanları severseniz hiç de mutsuzluk vermez.yürümek,aşıt aşmak ise sizi dinlendiren en güzel eylem olur.
böyle bir tatile konformist kaygılardan dolayı herkes gidemez.diğer insanların huzuru için de gitmemeli bence.bazı şeyleri kafasında bitirdikten sonra yani hazır hissedince kazandırdıkları sebebiyle herkesin tecrübe etmesini isterim.
gezerken İstanbul'da bıraktığım arkadaşlarımı,ailemi yakama,fularıma,çantama astım.sanki oradan etrafı seyrettiler.
Sal,Pokut,Hazindak,Amlakit,Trovit,Palovit,Karmik,Hacıvanak,Başyayla,Verçenik hepsini yürüyerek gezdik.hepsini çok sevdim.
Yayla Safari turunu TAMZARA TUR ile gerçekleştirdik.Bu işi en iyi şekilde yapan bir kaç firmanın başında geliyor benim için.
Doğu Karadeniz yaylalarında çok güzel dostluklarda edindik.insan okul hayatında bol arkadaş ediniyor,sonra iş hayatında biraz daha arkadaş buluyor.zamanlada bu arkadaşlar yapraklar gibi dökülüyor bitiyor,eskiyor,unutuluyor.bu doğanın kanunu.ama siz eğer sosyal iseniz,30'lu yılların ortalarında da tıpkı okul yıllarındaki gibi arkadaşlıklar kurabilirsiniz.turlar bunun içinde çok faydalı.
bu yayla safari gezisi benim için çok verimliydi.
dönerken 2009'da trans kaçkar turu yapmaya karar verdik.Türkiye'nin 4. yüksek dağının zirvesini göreceğiz.onuda başarırsak 2010'da planlar,sağlık ve parada izin verirse Ağrı Dağı zirvesine göz diktim.
oy dumanlar dumanlar
hep dağlari sardunuz
yüreğimun derdinu
bilseniz ağlardunuz
[Kazım Koyuncu]
sadece gezi fotoğraflarına bakmak isteyenler için link: