11 Temmuz 2010 Pazar

Ağrı Dağı Tırmanışı 04-09 Temmuz 10

sadece gezi fotoğraflarına bakmak isteyenler için link: http://picasaweb.google.com/leylegihavadagorunce 
Ağrı gezisi ile ilgili forum tarzı sitelerde çok yazı yazdım.o yüzden tekrar yazı yazmak yerine gezenbilir'de yayınlamış olduğum yazının bol fotoğraflı kopyasını blogumda sunayım diye düşündüm.aşağıdaki yazı tırmanış raporu niteliğinde bir güncedir.umarım keyif alırsınız.
04 Temmuz 2010 (VAN / DOĞUBEYAZIT-AĞRI)
Tamzara Tur ile Ağrı Dağı yolculuğumuz başladı.buluşma noktamız Van merkez.Ağrı Doğubeyazıt'a giderken Muradiye şelalesi ve İshakpaşa Sarayı'nda fotoğraf molası verdik.otele yerleşip,eksik eşyamız var mı kontrol ettik.bu turda bize Tamzara tur Doğubeyazıt Şubesi eşlik edecek.
05 Temmuz 2010 p.tesi (2200m-3200m kampı)
sabah jandarma izinlerimizi bekledik.eşyaları minibüse yükleyip yola çıkmamız 12:00 gibi oldu.minibüsle dağa doğru yaklaştıkça heyecanım arttı.kafamda bir yıldan beri hazırlandığım, son 2-3 aydan beri de internette okuduğum gezi/tırmanış güncelerinin oluşturduğu manzara hiç de karşımdaki gibi değildi.gerçekten çok büyük bir dağ.heyacanım zaman zaman ürkmeye dönüşsede hep olumlu şeyler düşünüp rahatlatmaya çalıştım.
minibüslerden indiğimizde Ağrı Dağının eteklerindeydik.eşyalarımızı yüklenecek olan atlar bizi bekliyordu.faktörü 50-60 olan güneş kremleriyle cildi güneşten korumaya çalıştık.çantalarda 2lt.'ye yakın suyumuz vardı.geri kalan suları at kardeşler taşıyacak.
ilk hedefimiz 3200m. kampı.ilk yükselişler sıcak eşliğinde biraz yorucu olsada sorunsuz geçti.bir arkadaşımız ishal olması sebebiyle çantasını yarı yolda atlara verdi.bir arkadaşımızın bacakları güneş yanığı oldu.bunun dışında keyifli 4 saatlik bir yürüyüşle 3200m. kampına vardık.
bizden evvel gelen aşçı ve diğer görevli arkadaşlar çay demleyip,kek,kurabiye,çerez, meyve hazırlamışlar.diliniz dışarda kamp alanına ulaşıyorsunuz karşınızda güzel bir çay ve yiyecekler.dağ için süper lüks ortam.böyle incelikleri de görünce zirvede hedefinizde ise kondüsyon,yükseklik hastalığı veya farklı bir aksiliğiniz olmazsa çıkamamak şımarıklık olur.orada olmasa da dönünce çok üzülürsünüz eminim.
fiziksel ve ruhsal ön çalışmaları yaptıktan sonra bölgeye geldiğinizde yapmanız gereken tek şey vücudunuza iyi bakmak,moralinizi yüksek tutmak,rehberlerin tecrübelerinden faydalanmak ve yürümek.kısacası dağ disiplininde olması gerekenleri yapmak.
bir saat sonra yemek için çadırlardan çıkıp ana çadırda buluştuk.grupta yükseklikten rahatsızlanan (nefes alma zorluğu,mide bulantısı ve baş ağrısı) arkadaşlar vardı.yavaş yavaş hepsi kendine geldi.yemek sonrası çay faslıyla beraber atçıların dengbej'leri başladı.bizde kendi türkülerimizle onlara eşlik ettik.
rahatsızlanan arkadaşların kendilerine gelmesiyle,aklimitizasyon için ertesi gün 4200m'ye çıkıp tekrar 3200m'ye inme fikrinden vazgeçip,yarın direk 4200m kampına gidip aynı gece zirve denemesi yapmaya karar verdik.4200m. kamp alanında yer sıkıntısı ve kalabalığı bu yöntemle aşmayı planladık.
06 Temmuz 2010 Salı (3200m-4200m kampı)
08:00 gibi kalktık.güzel kahvaltıdan sonra sonra su ve kumanya dağılımı yaptık.yüksek faktörlü kremleri yine sürdük.ishal olan arkadaş bugün daha iyi yinede çanta taşımayacak.
gruptan bahsetmek gerekirse:11 kişi biribirimizi tanıyoruz.yıllardan beri beraber yürürüz,gezeriz.64 ve 70 yaşlarında 2 İtalyan var.5 kişi ile yeni tanıştık.toplam 18 katılımcı var.2 yerel rehber bize eşlik ediyor.ağrı için kalabalık bir grubuz.hele Ağrı Dağı'na gelen Türk gruplarını düşünürsek 18 oldukça çok sayı.rehberler Türklerin ilgisinin çok az olduğundan bahsediyorlar.
3200m-4200m arasında tatlı bir patika var.bugün yüksekliğe,yürüyüşe ve sıcağa daha çok adapte olduk.mutluyum.dağ bizi rahatlatıyor.kendimize getiriyor.kötü hiçbir şey düşünmüyorum.
yine 4 saat bir yürüyüşten sonra 4200m kampına varıyoruz.çadır yeri konusunda söylendiği gibi kısıtlı bir yermiş.yolda bulduğumuz yassı bir taşın altına tüp yakıyorlar.üzerinde tavuk pişiriyoruz.
krampon takmayı ve kramponla yürümeyi öğreniyoruz.çaydan sonra saat 20:00 gibi zirve çıkışı için son konuşmaları yapıyoruz.gece 01:00 gibi kalkıp,saat 02:00 gibi harekete geçeceğiz.
4200m kampının manzarasına diyecek yok.saat 20:30 gibi yattık.hava 8-10 derece.heyecan var,uyku yok,çarşakların yukarıdan gelen sesleri de eklenince uyumanın imkanı yok.saat 22:30 gibi çadırdan dışarı attık kendimizi.o ne manzara.solda İran sınırı ve İran,karşıda Doğubeyazıt ışıkları,yukarıda yıldızlar ve ay.Doğubeyazıt'da atılan havai fişekler pastadaki maytap gibi gözüküyor.hava hala çok soğuk değil.bir süre manzarayı seyrettik.keşke şimdi çıksak başlasak yürüyüşe.bu imkansız tekrar çadıra gidip uyumaya çalıştık.
07 Temmuz 2010 Çarşamba (4200m-5137m (zirve) / 5137m (zirve)-4200m / 4200m-3200m kampı)
01:00 gibi kalkıp hazırlandık.balaklava,eldiven,montlar,içlikler bugün işe yarayacak. kahvaltı yapıp 02:00 gibi yola koyulduk.
bugün su ihtiyacımızı kardan eritilmiş sularla karşılayacağız.metal mataranız varsa kaynamış su da alabilirsiniz yanınıza.fakat 10dak. sonra o da buz gibi oluyor.hava sıcaklığı -5,-10 derece civarlarında değişiyor.hava kapalı.yağış yok.
önümüzde iranlı bir grup var.kafa lambalarımızı takıp yavaş yavaş yükselişe geçiyoruz.kar yürüyüşleri buz yürüyüşüne dönüyor.saat 04:00 gibi yavaş yavaş güneş doğuyor.
sağ tarafınızda küçük ağrı.hep internette okuduğum 'Ağrı Dağı'na kendi gölgesinde tırmanıyorsunuz' lafını şimdi anlıyorum.üstümüzdeki gölge tırmandığımız Ağrı Dağına ait.
mide sorunu yaşayan iki arkadaşımız dönme kararı alıyor.4900m civarındayız.onları bir rehberle birlikte kampa yolluyoruz.
5100m civarında krampon takıyoruz.rüzgarla birlikte bana göre -12,-15 derece sıcaklık. kramponun perlonlarını hissedemiyorum.5 dakika falan perlonu tutup bir delikten geçirmeye çalıştım.ellerimde,parmak uçlarımdan bileğime doğru ilerleyen uyuşma var.eldivenler ince geldi sanırım.başka bir yerimde üşüme yok.herkes yorgun ve üşüyor.krampon takmak bir mesele oldu bizde.
yürümeye başlayınca ellerimi ekstra hareket ettiriyorum.yaklaşık 20 dakika sonra ellerim kendine geliyor.hala tam yorgunluk yok.baş ağrısı hafif vardı ağrı kesici sayesinde geçti,midem bulanmıyor.gruptaki şanslılardanım,iyiyim.
krampon meselesinden sonra grubun konsantrasyonu dağılıyor.yorgunluğa yüksek irtifa şikayetleri,ona da soğuk eklenince dönme isteği kabaranlar oluyor.döndüğümüzde eşim Ahmet 'dönseydin dönerdim' dedi.'sen dönseydin ben dönmezdim' dedim ona.eğer sağlıkta çok fazla bir şikayet yoksa yani düşmemiş,bir yerini incitmemişse,dönmek isteyenlerle partnerleride dönmemeli bence.hayal hayaldir.gerçekleştirmeye çalışmalıyız.
zirveyi gördüğümüz noktada Ahmet'in yorgunluğu tavan yapmıştı.iyi şeyler söyleyerek ona moral vermeye çalıştım.bunu ne kadar istediğimizden bahsettim.gelecek seneki dağ planlarımızdan konuştuk.MUNZUR olabilir diye kararlaştırdık.bu sohbet işe çok yaradı.hiç şikayeti olmadan buzulu çok rahat geçip zirveye çıktı.
zirve muhteşemdi.herkes zirveye aya ayak basan astronot gibi geldi.bulutsuz,açık,az rüzgarlıydı.fotoğraf çektirip bir sürü delilik yaptık.15 dakika sonra inişe geçme başladık.
siz siz olun zirvede balaklavanızın falan ağız kısmını açın.ben açmayı unutmuşum şimdi tüm fotolarda kendimi tanıyamıyorum.hatta çıkmadan evvel Ağrı hazırlıkları içinde zirve fotoğraflarını tasarlayın.telafisi biraz zor olabilir.
dönüş yolunda karlı alandan çıkıp kayalık 4200m patikasının girişinde,yorulan,zirve sarhoşluğu yaşayan,konsantrasyonu bozulan Ahmet düştü.düşmeden evvel bir kayanın üstünde sesi geldi sonra ayakları yerden havalandı,önce başı sonra beli kayaya çarptı.düştükten sonra ilk lafı 'kör oldum.göremiyorum' oldu.ilk müdehaleyi bir arkadaşla yaptık.sakinleştirmekten başka bir şey değildi yaptığımız.neyseki körlük söz konusu değildi.kafaya aldığı darbeden dolayı ilk anda olan bir durum olduğunu dönünce öğrendim. batonunu 5-6m sağa sola fırlamış bulduk.ne olmuş nasıl olmuşsa olmuştu işte.kafasında kan yoktu.sırt çantası bel ve kafasına gelen darbeyi engellemişti.ayakkabılarıda bacaklarını korumuştu.biraz ilerimizde olan grup arkadaşımız Gülçin'e (nörologmuş) seslendik.sağolsun koştu geldi.fiziksel muayenesini yaptı.kaburgada kırık değil ama çatlak yada ezik olabileceğini söyledi.kamptan gelen iki rehber arkadaşla birlikte,ip ile emniyet alarak kardan kaydırarak 4200m kampına ulaştırdık.ucuz atlatılmış bir kazaydı.sitelerde hep söylenen 'istatistiklere göre kazaların çoğu dönüşlerde olmuştur' lafını bizde doğruladık.
patikadan kampa ulaştığımda kamp toplanmaya başlamıştı.4200m kampından 3200m kampına ineceğiz.Ahmet'in kaburga ağrısından dolayı 4 saatlik dönüş yolunu 8 saatte falan aldık.bir arkadaşımızı yarı yoldan ata bindirdik.bir de çok yorgun arkadaşımız vardı.bunların dışında kimsede sorun yok diyebiliriz.
3200m kampına varır varmaz yemek yedik.sağolsun arkadaşlar çadırımızı hazırlamışlar. hemen girip yattık.gece ağrısı olduğundan,bu tarz kazaların bu tarz aktivitelerin riskleri arasında olduğunu,ucuz atlattığı için şanslı olduğumuz hakındaki konuşmayı ancak ertesi gün akşam yapabildik.
08 Temmuz 2010 Perşembe (3200m-2200m)
kampı toparlayıp inişe geçtik.4 saatlik sürmesi beklenen iniş yürüyüşümüz dünkü sebeplerden dolayı 6 saatimizi aldı.bacağında sorunu olan bir arkadaşımızı direkt atla aşağıya yolladık.
dönüş yolu tam bir turistik gezi gibiydi.yemeli içmeliydi.yöre çocuklarından alış-veriş yapa yapa indik.suyu biraz ihmal etmişiz.biraz susuz kaldık fakat 2200m de bizi bekleyen minibüslerimize ulaşana kadar dayandık.
araçlara ulaştığımızda çok huzurluydum.dağ ilk gördüğüm gibi gelmiyordu bana.gelecek sene ki MUNZUR DAĞI'nı planlamaya başladım.etrafımdaki arkadaşları MUNZUR DAĞI için gaza getirmeye çalıştım.
Doğubeyazıt'a geldiğimizde bizi Tamzara Tur Doğubeyazıt Şubesi Mustafa Arsin karşıladı. çay içip biraz sohbet ettik.hemen hamam organizasyonu yapıp yıkanıp paklandık.gecede tüm tur üzerine değerlendirme yaptık.
benim kanaatim:her yaş grubundan,Ağrı Dağı için kalabalık bir sayı olan 18 kişilik bir ekibin 16 kişisinin zirveye çıkması,kişisel başarının yanında rehber başarısı,firma başarısıdır da aynı zamanda.
dağda karşılaştığım ticari amaçla dağda oldukları belli olan fakat ne ticaret,ne de dağ disipliniyle alakası olmayan insanların ellerine düşmediğimiz için şanslıydık.bu kannatimi daha evvel gezenbilir'de başka bir başlıktada paylaşmıştım.paylaşma sebebim bizim gibi profesyonel değilseniz ve bir dağ firması ile gidecekseniz mutlaka A GRUBU SEYAHAT BELGELİ firmaları tercih edin.riskleri en aza indirin.

naçizane tavsiyelerim:öncesinde kondüsyonlu olmaya çalışın.giden insanlardan bilgi edinin.internet bu konuda eşsiz bir hazine.dağda kimseye sinirlenmeyin bile.enerjinizi idareli kullanın.olumlu şeyler düşünün.çok yorulduğunuzda daha kolay ve sevdiğiniz bir yerde yürüyormuşsunuz gibi düşünün.rehberlerin tavsiyelerine mutlaka uyun.gereksiz cesaret,kestirme yol,önemsememe gibi şeylere girişmeyin.zirveye odaklanın.profesyonel kişilerle sportif bir aktivitede olduğunuzu hatırlayın.dünyada bir çok insan,zaman zaman sizin kadar ekipmanı,donanımı,bilgisi,gıdası/suyu ve rehberi olmadan bu tarz durumlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor.bir çok sporcuda yılın soğuk zamanlarında bile ekipmanını yanında taşıyor.onları düşününce bizi gerçekten sosyetik bir Ağrı Dağı tırmanışı yapmıyormuyuz?
teşekkürler:ben gezenbilirde tanıştığım OMER ONAY bey ile sohbetler sonucunda çıkmaya,mevsimine karar verdim.ona verdiği bilgiler için teşekkür ederim.
TAMZARA TUR ve tamzara tur Doğubeyazıt Şubesi Mustafa Arsin'e,rehberlerimiz Yusuf ve Zeki'ye,yemeklerimizi yapan Ali Usta'ya teşekkür ederim.
bir çok çatlamalı patlamalı eğlencelerimize maruz kalan kamp arkadaşlarımıza yardımları ve dostlukları için,at kardeşlerimiz ve sahiplerine o ağır eşyalarımızı taşıdığı için,eşime düşüp sakat kalıp beni eve mahkum etmediği yada ölüp beni yanlız bırakmadığı için teşekkür ederim.

Esenlikler..

4 yorum:

KAFAMA GORE dedi ki...

elinize sağlık şahane ama bu gezilerin enazından bir kısmında bende olmak isterim not:daha az yorucu olanlarında malum?

kerwane dedi ki...

her zaman bekleriz.gece çıkan yıldızlar,gündüz esen tatlı rüzgar tüm yorgunluğu alıp götürür.herşey bende varım demeye bağlı

KAFAMA GORE dedi ki...

oyle guzel yerlerki insan Istanbul un karmasasini gordukce terk edip buralara yerlesmek istiyor ama naparsin ekmek parasi...

Adsız dedi ki...

Balaklavan çok güzel yakışmış ayrıca :)