Canım Kaçkarlar,ruhum Kaçkarlar.sana geldim,bağrımı bağrına dayamaya,koynunda uyumaya geldim.hayal ettimde geldim,umut ettim de geldim.
Trans Kaçkar'a geçen yıl Yayla Safari programını tamamlamamıza 1-2 gün kala grup olarak karar vermiştik.içimizden bir kaç kişinin eksikliğine rağmen gelebilenler geldi.yeni arkadaşlar da var.Tamzara Tur ile 3.kez kaçkarlardayız.seviyorum ben TAMZARA TUR'u.memnuniyetsiz olanlar vardır belki ama ben hala birisinden 'ya o da olmadı,şu da iyi değil lafı' duymadım.iyi ki de tanışmışız iyi ki de sevmişiz onlarda buraları sevdirdi bize.

yemek,kamp ateşi derken uyku haline büründük hepimiz.sanki yayla safariden beri tatildeydim de şimdi evime varmışım gibi girdim çadırıma,uyku tulumuma.yanımda akan derenin ninnisi tulumun içinde eğimli arazinin beni aşağı doğru kaydırmasını bile unutturdu.öyle erkenden de yatmadık ama sabah 5-6 gibi gözlerim kapanmadı bir türlü.aynı semptomlar diğer arkadaşlarda da olmuş olmalı ki kalktığımda bir çok arkadaşım ayaktaydı bile.

hava biraz güneşli.krem falan sürmezsek kesin kavruluruz.Hodeçur'da (Sıra konaklar) bize bir yerel rehber eşlik ediyor ve konaklar hakkında bilgiler veriyor.Ermeni kardeşlerimizin hikayerini dinliyoruz.biraz vişne ve dut molasıda geziyi renklendiriyor.

varacağımız yayla Davalı Yaylası.2400m yükseklikte.yeşillikler hala bizimle.5 saatlik bir yürüyüş sonunda sürülerden anladım yaylaya vardığımızı.ne kadar 'merhaba' demek için de olsa biraz ürkmemize sebep olan çoban köpeklerinden de yerleşime yakın olduğumuz belliydi.ya çocuklar çocuklara ne demeli.karşılama komitesinde onlarda vardı.pembe yanakları artık kavrulmuş kabuk bağlamış.attım çantamı bi yerlere.koştum sarıldım hepsine teker teker.öptüm yanaklarından.



keçiler,buzaklar,davarlar eve dönüyor.gün davalı yaylasında olan her canlı için bitiyor.bizler içimizi çocukların gülümseleriyle ısıttık çorbaya gerek yok desekde acıkmışız ki hemde nasıl...

3.gün:davalı yayalasında ayrılma hazırlıkları,miniklerimizin getirdiği kaymaklı ve sütlü kahvaltı şöleninden sonra hızla başladı.katırlar geldi yüklerini bekliyorlar.bizde tencere yıka,sandukaları hazırla,çadır topla,tuvalete git koşturmacamıza başladık.
bugün Davalı yaylasından (2400m),Soğanlı Gölü'ne (3400m) aşıtlar aşarak yaklaşık 5-6 saat yürüyüşle gideceğiz.

'ne kadar kaldı?,çok gidecek miyiz?' gibi sabırsızlık lafları taşıyan arkadaşları biraz rahatlatacak tecrübemden bahsetmek istiyorum.şehirdeki 'ne kadar kaldı?' laflarımızla aynı düşünüp soruyoruz bu soruları ama doğadaki mesafelerle şehirdekiler aynı değil canım kardeşlerim.zira şehirde hep bir taşıt kullandığımızdan veya cevabımızı zamanla ölçtüğümüzden kafamız doğada daha da bi allak bullak olabiliyor.zira şehirde trafik,aracınızın gücü vs. etkenken burada farklı bi şey tecrübe ediyorsunuz.grubun yürüyüş hızı,sizin enerjiniz,hava şartları bu mesafeyi değiştirebilir.
sabırsızca sorulan 'ne kadar kaldı,daha çok var mı?' soru cümleleri,olabilecek kaybolma,yaralanma gibi aksi hallerde sabrınızı daha da çok enerjinizi birden sıfırlayabilir.bunlar da yürüyüşlerdeki naçizana gözlemlerim ve tecrübelerimdir.
.jpg)
rotayı takip etmek,mesafeleri,varış saatini düşünmek rehberin görevi.bırakın o da rahat etsin,sizde.
3400m soğanlı yaylasına geldiğimizi de adında geçen soğanların gittikçe artmasından anlamalıydım.bir sürü yeşil soğan çantamızda.aklımda ise soğan,ekmek,beyaz peynir üçgeni..bu hayallerle yükseldikçe yükseldik...

hava hala kuru.doğa kampımızı kurmamıza ve bi şeyler yememize müsade etti.2 gece burada olacağız.
gece erken yatacağız.yarın için enerji toplamamız lazım.yarın zirveye çıkılacak.
akşam yemeğinden sonra rehber arkadaşımız Cevdet bize çok önemli bilgiler verdi.zirvenin limitlerimizi zorlayarak olabilecek bir şey olduğunu,düşündüğü kadar hava şartlarının iyi olmadığını,nisan sonunda bile kar yağdığını ve keşif için çıktığı yürüyüşten hala o karların kalkmamış olduğunu gördüğünü söyledi.gerekli yerlerde krampon kullanılacağımızı,yürürken sırayla yürümemiz gerektiğini,aceleciliğin hepimize zararı dokunacağını,sis,yağmur gibi olaylarla da karşılaşabileceğimizi söyledi.işte ben bu laflar konuşulurken heyecanlandım ve sinirlerim bozulunca hep olan gülümsememi tutamaz oldum.ağzım bir türlü kapanmıyor.bazı anlarda böyle oluyorum.kafam sanırım kabullenmiyor bazı şeyleri ve refleks olarak sırıtıyorum.olmadık yerlerde bile böyle olunca utanırım.
kalk saatini 05:00 hareket saatini 06:00 olarak söyledi.yanımıza almamız gerekenlerden bahsetti.gerek gördüğünde çok yorulanları,yapamayacağını anlayadığı insanları kampa gönderme insiyatifinin olacağını ve buna kırılma gücenme olmaması gerektiğini hatırlattı.irtifanın yarattığı rahatsızlıklardan bir kaç kişi hariç yavaş yavaş herkes nasibini almaya başladı.
bi tereddüt içinde çadırımıza girdik ve uyumaya çalıştım.irtifa beni rahatsız etmemişti.başımda midemde,enerjimde iyiydi.fakat gece uyandığımda biraz karamsardım.hayalperest yanım ortaya çıkmış bu zamana kadar seyrettiğim tüm filmleri bize uyarlamış içimi sıkıntıya soktukça sokuyordu.gece zirveye çıkmama kararı aldım.'demek ki sana göre değilmiş.zaten kendini sınamak için gelmiştin ve buraya kadarmış' diyip zirveye çıkmama kararımı pekiştirdim ve güzel bir uyku çektim.
4.gün:saatin çalmasına 5 dakika kala uykumu almış olarak gözlerimi fırt diye açtım.aklımdan geçen tek şey 'zirveye çıkacağım' düşüncesiydi.dün geceki kendimle olan sohbeti unutmaya çalıştım.deneyecektim.zorlandığım yerden geri dönebilecek enerjiyi hep saklı tutabilirdim.sağlığım kondisyonum iyiydi.niye durayım ki.
05:15 de yemek çadırında iki arkadaşla karşılaştık.çok fazla duman (sis) vardı.hava çok soğuktu.birazda rüzgar vardı.Cevdet'in bu havada zirve olamayacağı kararından bahsettiler.bu duyuruyu duyanlar hala yatıyordu yada yavaş yavaş bizim gibi toplanıyorlardı.hiç üzülmedim.Cevdet çok profesyonel biri.ona yardımcı Bekir ve Ülkü bölgeyi bilen arkadaşlar.hepsinin ortak aldığı bir karardı ve üstüne hala gidelim demek maceraperestlik olurdu.
şimdi tek sorunumuz gece 20:30'da yatmış sabah 05:00'de kalkmış ve soğuk havayla karşı karşıya kalmıştık.yani bir çeşit yemek çadırında tıkanıp kalmıştık.tüm gün nasıl geçecek şimdi?
kahvaltı yaptık haydi saat oldu 07:00.koca gün başladı.sırayla çadırdan çıkıp hava kontrolü yaptık.
zirve için tercih edilen hareket saati 06:00 dönüş saati yaklaşık 17:00.yani hava güzel olsa bile zirve için zamanımız kalmıyordu.
saat 09:00 olduğunda Cevdet ve Bekir gidebileceğimiz kadar gidip,gidilemeyecek yerden geri dönme kararı aldılar.grup hızla hazırlandı ve zirve için yola çıktık.

.jpg)
.jpg)
zirve çıkmak kolay değil.kendi içinde çeşitli tehlikeleri barındırıyor.irtifa rahatsızlıkları ve hava şartlarıda sıkıntıdan sıkıntıya sokabilir sizi.eğer zirve motivasyonunuz iyi değilse ciğerleriniz,bacaklarınız size ihanet edebilir.sayabileceğim bir çok olumsuzluk yanıbaşınızda dolaşırken sizin gerçekten inancınızın tam olması ve sağ duyunuzu,dikkatinizi bir an olsun zayıflatmamanız önemlidir.
grup hareketleride zirve yada yürüyüş konsantrasyonunuzu bozabilir.öndeki yavaş kalabilir,sonuncu olabilirsiniz yada bacaklarınız çok güçlüdür hızlı çıkmak istersiniz.kestirme yol görebilir ve gruptan kopabilirsiniz.bunların hepsi bana göre bencilce davranışlardır.madem bu kadar bireysel davranmak niyetindesiniz tehlikeye sokacağınız bir grupla böyle bir etkinliğe katılmaktansa daha az sayıda grupları hatta yanlız gelmeyi tercih edebilirsiniz.
oksijenin azlığı mı yoksa yüksek irtifanın etkisimi bilmiyorum.böyle bireysel çıkışlar her grupta her zaman olur eminim.sahalarda görmek istemediğimiz davranışlar diyelim bunlara
.jpg)
zirve heyecan verici olmasına rağmen rüzgarlıydı.ne yapacağımızı bilemez halde,fotoğraf çektik,bir şeyler yedik,zirve defterine notlar yazdık,bağırdık,çeşitli maymunluklar yaptık.
zirvede telefon çekiyor sevdiklerimizi aradık ve saat 16:00 gibi dönüşe geçtik.
zirvede telefon çekiyor sevdiklerimizi aradık ve saat 16:00 gibi dönüşe geçtik.
dönüşte artık yorgunluk baş göstermiş dikkat dağılmıştı.inişe geçmenin ilk 1 saatinde gelişte yakalandığımız doludan daha büyüğüyle karşılaştık.arkasından yağmur eşlik etti.
20:00-20:30 arası sağ salim tüm arkadaşlar inişi tamamladı. son arkadaşımızında inmesiyle gök yarıldı.tüm gece süren 10 dak. dolu 20 dak. yağmur ve rüzgar döngüsü saat 24:00'e kadar sürdü.
günün sürprizi sağlık sebepleriyle zirveye gelemeyen canım arkadaşlarımızdan geldi.kampa vardığımızda sıcak çay,çorba ve yemekle karşıladılar bizi.haklarını nasıl öderim bilmiyorum.bazı arkadaşlar yorgunluktan ve başlayan yağmurdan dolayı çadırlarından çıkamadılar.
bu gün kaçkarkar bizi zirvesine davet etti.sabah vaz geçtiğimiz teklife geç de olsa icabet ettik.bağrımı bağrına dayadım.bin kez şükrettim.emeği geçen herkesede şükranlarımı gönderiyorum.
5.gün:
Şu dağın oylumuna
doyulmaz yaylımına
Eğil gözlerinden öpe`m
Geldik yol ayrımına...
Kemal Tahir'in Yol Ayrımı kitabından unutamadığım dörtlük hep kafamda bu sabah.benim için çadırda kalamayacağım akşamlarda dağ serüveni bitmiş oluyor.evimizi pardon çadırımızı ve tüm eşyalarımızı toparladık.katırlar hazır bekliyor.bu gün çantalarımızda 1 günlük eşyamızı da taşıyacağız.yani katırlardaki veya ilk gün minibüse bıraktığımız eşyalarla buluşmayacağız.pijamamız yedek çorap vs. eşyalarımızıda yanımızda taşıyacağız.bu gün trans günü.yani kaçkarları güneyinden kuzeyine geçeceğiz ve kavron yaylasına varacağız.Kavron'da bu akşam pansiyonda konaklama var.yemeğide yaylada yiyeceğiz.yani 'medeni' hayata dönüş var.içim buruk.
.jpg)
patikadan,yüz yılların ticaret yollarından,keçi,katır dostlarımın otobanlarından geçtik.son 3-4 saati zor olmayan fakat dumanlı(sisli),çiseli,hafif yağmurlu,bol su geçişli ve kaygan kayalardan yaptık.



6.gün:kavron yaylasında bazı arkadaşlarla ayrılıyoruz.onlar minibüs ile biz ise yürüyerek Ayder'e gidip İstanbul Pansiyonumuzda buluşacağız.elinden oyuncağını hiç bırakmayan,paylaşmak istemeyen çocuklar gibi seviyoruz İstanbul Pansiyonu.geçen yıl da burada kalmış ve doyamamıştık.

Ayder'de artık klasikleşen yürüyüş sonu kaplıca sefasının motivasyonu güç verdi de yürüyüşü her şeye rağmen tamamlayabildim.Ayder'de kaplıcaya gitmek,bir haftanın bitini pisliğini temizlemek,kaplıca çıkışı gazoz içmek ve erkeklerin traş olması bir gelenek halini aldı.kaplıcaya girmeden evvel ve çıktıktan sonra çektiğimiz fotoğraflarla öncesi-sonrası geyiğinin tadı ayrı bir güzellik.
(Ayder için yorumlarımı gezi güncelerinde sürekli yapıyorum.o yüzden artık bi şey yazmıyorum.)


toparlanıp İstanbul Pansiyon'dan ayrılıp Fırtına vadisi boyunca şehire indik.göğe fırlatılan füzelerde parça parça bi şeyler kopar,bölünür ya işte bizde minibüste birer ikişer ayrılmalarla ilerdik.
son durak Rize otogarı.ayrılmamak için direnen altı kişi bir otobüse bindik.bölünme 3 kişinin Trabzon'da,2 kişinin Terme'de bir kişininde Ankara'ya devam etmesiyle tatilimizde,kaçkar zirveyle randevumuzda son buldu.
...
..
şimdi Ezginin Günlüğü beynimde dinletiye başladı
ilk parçalarıda Akıntıya Karşı
Uzun bir yol vardı nehir boyunca
Derin yamaçlardan dağlara doğru
Bir çocuk bulutlara çıkardı gördüğü düşün kanadıyla
Saçlarında bir yaz yağmuruydu, ellerinde nergis kokusu...
...
...
Trans Kaçkar programına katılan,bi şeylerin ucundan tutan,kendinden bi şeyler veren herkese teşekkür ederim.
TAMZARA TUR rehberleri,değer verdiğimiz canım arkadaşlarımız Ülkü & Cevdet'e yıllardan beri bitmek bilmez konuk ve yardım severliklerinden dolayı ve bu yıl aralarına yeni giren ama sanki hep varmış gibi duran Bekir'e de sonsuz şükranlarımı sunarım.
kişisel notum:uzun upuzun gezi güncesini kısaltmaya çalışmayı düşünsemde yazarken kendimi durduracak hiç değildim.bi şeyler yapmasanız köşeye sıkışmışlık yaşarsınız ya işte öyle bi durumdan çıkıyor bu uzun yazılar.itiraf ediyorum ki bende başkalarının uzun yazılarını nadir okurum.yazı ve blog adına bi şey belirtmek isterim ki ben bu yazıyı,blog'u en çok kendim için icra ediyorum.
herkese selamlar
2 yorum:
Kaç gündür yazacam yazamadım bir türlü.Sizinkisi yürüyüş trekking olayını biraz geçmiş dağcı olmuşsunuz yaw :)) .Nasıl yetişecem ben size bilemedim.
Fotolar süper bu arada
İyiki tanışmışız. Çok eğlendim blogu okurken. Beli ki sizde çok eğlenmişsiniz.
Bahsettiğim site ise buydu: www.deviantart.com
benim profilim ise http://bitterswears.deviantart.com/
buraya da bekleriz
Yorum Gönder